ÖLÜM ANI
Hayatımda hiç yaşamadığım bir olaydı ne olduğunu anlayamıyordum. Üzerimde bir örtü vardı. Ve etrafımda insanlar hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Ne olduğunu hala anlamış değildim. Neden üzerimde örtü vardı ve neler oluyordu.
Ellerimi oynatamıyor kımıldayamıyordum. Allah’ım neler oluyordu, bana neler olmuştu. Ayağa kalkmak istiyordum ama kalkamıyordum. Anne neredesin, sesini duyuyorum ama seni göremiyorum. Neden ağlıyorsun anne...
Yanıma gel üzerimdeki örtüyü al. Ben alamıyorum anne... Bir ara bir el üzerimdeki örtüyü aldı. Bu babamdı ve gözleri ağlamaktan şişmişti. Neden ağladın baba... Ben neredeyim. Neden konuşamıyorum. Annemde orda, annem yıkılmıştı sanki. Ağlıyordu hem de hıçkıra hıçkıra. Ağlama anne!
Aman Allah’ım! Eyvah!! Ben ölmüştüm. Evet ben ölmüştüm ve bu etrafımdaki insanlar benim cesedimin üzerinde ağlıyorlardı. Ağlama anne! Ağlama baba!! Allah’ım! Bana yardım et, bana dayanma gücü ver. Annem üzerime yattı ve ağlamaya devam etti. Bir yandan da; Oğlum, yavrum neden bizi bıraktın, diyordu. Anne! Anne! ağlama anne.
Ya babam. Heybetli babam, evimizin direği babam. Ağlama baba! ne olursunuz ağlamayın. Kardeşlerim, komşularımız tamamı ağlıyorlardı. Anne seni son bir defa öpmek, koklamak, sarılmak isterdim ama şimdi olmuyor anne. Annem!! Annem!! Sonra üzerimi tekrar örttüler.
Beni bir tabuta koydular. Evimizden son kez çıkıyordum. Hem de dönmemek üzere Anne!! Ne olur beni bırakma Anne!! gitmek istemiyorum ... Annneeeeeeeeeeee Yağmur yağıyor tabutumun üstüne. damlaları duyuyorum. Beni camiye götürüyorlardı son kez. Hayatta gitmediğim camiye son kez götürülüyordum. Allah’ım götürmeyin. Ne yüzle gideceğim!! Hayatta gitmek istemediğim camiye götürmeyin beni..... Ve imamın er kişi niyetine deyişi... Hakkınızı helal ediyor musunuz? Evet sesleri neye karşı... Hepsine de hakkım geçmişti. Ben kul olamadım kardeş olamadım, ALLAH huzuruna nasıl varırım...... Ve evet..... Allah’ım heyhaaaaat!!!!! Heyhaaaaat!!!!!
Beni son ziyaretgahıma götürüyorlar. Evet kabristana! Allah’ım götürmeyin. Ne olur götürmeyin bu naçiz bedeni. Beni tabuttan çıkardılar, kefenime babam sarıldı, annem uzaktan seyrediyordu. Ağlamaktan gözyaşları kurumuştu. Anne! beni alsana yanına anne.....beni bırakmasana anne..... anneciğim canım annem..... gitme beni bırakma anne...
Babam sarıldı kefenime gözyaşları içinde. Beni 2 metre derinlikteki mezara indirdi. Öptü kefenimi, sarıldı sarıldı, oğlum dedi kulağıma..... Babaaaaaaaaaaammm!!!! Gitme, beni bırakma. Sonra çıktı ağlayarak. Üzerime taşlar dizdiler. Toprak döktüler. Yalnız başıma kalıyordum Tek başıma, kimsesiz. Anne! Neredesin anne..... Dualar edildi, tevhidim çekildi.
En son babamla annem terk etti beni. Annem arkasını dönüp dönüp bakıyordu. Anneeee gitmeeeeeeeeeee!!!!.......... Anneeeeeeeeeeeeeeeeeeee canım Annem bırakma beni, karanlık, çamur, küflü bir yerdeyim kimse yok.
O anda başımda İki kişi belirdi. Kimsiniz, ne istiyorsunuz................ MEN RABBUKE VE MA DİNUKE!!!!! Ne diyecektim, ne cevap verecektim.
Allah’ım bana bir fırsat daha verin. Lütfen bir fırsat daha. Ama geçti diyorlardı. Geçti, kaybettin, senin yerin belirlendi, dünyada iken Allah’ı tanımadın... Bize geldin heyhaaaaat!!!!!!
Bir ara bedenimde bir elin gezindiğini hissettim. Bu bizim aile doktorumuzdu. ‘’Çok şükür evlat kurtuldun,ölümden döndün’’ diyordu. Ne Ölümden dönmesi doktor bey. Ben Öldüm de dirildim.
Çok şükür Rabb’ime bana bir fırsat daha verdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder