25 Mart 2009 Çarşamba

“TESADÜF,İNANÇSIZLARIN KADERE TAKTIKLARI İSİMDİR"




“TESADÜF,İNANÇSIZLARIN KADERE TAKTIKLARI İSİMDİR"


Amerikan adil tıp derneğinin 1994’te San Diego’da tertiplenen ödül yemeğinde dernek başkanı Don Harper Mills,aktardığı acaib bir ölüm olayındaki adli komplikasyonlarla dinleyicilerini şaşkına çevirmişti.
Kaderin adaletine dair ince bir nükte taşıyan bu yaşanmış öykü,sanırız sizleride hayrete sevk edecektir.23 MART 1994 te Ronald Opus’un cesedini inceleyen adli tabip,onun kafasından yediği kurşunla öldüğü sonucuna vardı.

Ronald Opus,on katlı bir binanın tepesinden,bir binanın tepesinden,intihar niyetiyle aşağıya atlamıştı.(Umutsuzluğunu,geride bıraktığı bir notta açıklıyordu)Ancak,dokuzuncu katın önünden geçerken pencereden gelen bir kurşun başına isabet etmiş.Hayatı bu kurşunla sona ermişti.


Apartmanın sekizinci kat penceresi düzeyinde cam silicileri korumak için konulmuş bir ağ vardı;Ama bu ağın varlığını ne silahı çeken,ne de Ronald Opus biliyordu.Açıkçası,kurşun olmasaydı,Opus’un intihar girişimi başarılı olamayacak;zemine çakılmadan,sekizinci kattaki ağa takılıp kalacaktı. Bu durumu anlattıktan sonra,"Normal Olarak" diye devam etti.

Dr. Mills, "İntihar etmeye karar veren biri,mekanizma
tasarladığı gibi olmasada,bunu eninde sonunda başarır”Opus’un 9 kat aşağıda yere çakılmayıp da 9.kattan düşüyor olduğu anda başına gelen kurşunla vurulmuş olması,muhtemelen,onun ölüm modunu intihardan cinayete çevirmeyecekti. 

Fakat, Opus’un intihar girişiminin başarılı olmayışı, savcıyı elinde bir cinayet vakası olduğu düşüncesine itti.Silahın patladığı dokuzuncu kattaki odada yaşlı bir adam ve karısı yaşıyordu.Tartışıyorlardı ve adam kadını silahla tehdit ediyordu.Öyle sinirlenmişti ki,tetiği çekti;Fakat mermi kadını ıskalayarak pencereden dışarı yöneldi ve Opus’a isabet etti.


Bir insan öldürmeye teşebbüs eder.Fakat B şahsını öldürürse,O' B şahsını öldürmekten suçlu sayılmalı idi. Savcının ulaştığı sonuç buydu.Dolayısıyla 9.kattaki yaşlı adam, cinayetten suçluydu.
Bu suçlamaya karşı karşıya kaldığında,adam da,karısı da çok şaşırdılar.Çünkü,tetiği çekerken adam da,karısı da silahın dolu olmadığından kesinlikle emindiler.Yaşlı adam uzunca bir sureden beri boş silahlakarısını korkutmayı alışkanlık haline getirmişti. Bunu karısı da bilir.O yüzden adamın tehdidine pek aldırmazdı.Kısacası,adamın karısını öldürme kasdı yoktu;Silahın dolu olduğunu dahi bilmiyordu.
Böylece,Opus’un öldürülmesi bir kaza oluyordu;Silah kazara doldurulmuştu.Araştırmalara devam edilince, ölümcül kazadan yaklaşık 6 hafta önce yaşlı çiftin oğlunu silahı doldururken gören bir tanık ortaya çıktı.

Anlaşıldığına göre,yaşlı kadın oğlundan mâli desteğini çekmişti ve babasının annesini silahla korkutma temayülünü bilen oğul,annesini cezalandırma kasdıyla,babasının annesini vuracağını umarak,gizlice silahı doldurmuştu.Annesi ölecek,baba cinayetten suçlanacak,mallar oğula kalacaktı.


Artık olay yaşlı çiftin oğlunun Ronald Opus cinayetinden sorumlu olduğu noktasına gelmişti. Tam bu sırada savcının karşısına yeni bir viraj çıktı.Araştırmalara devam edilince,geçen 6 hafta içinde anneyle babasının silahla tehdide varan bir tartışma yaşamamaları,dolayısıyla annesinin ölümünü bir türlü başaramayışı nedeniyle,oğlun umutsuzluğunun arttığı anlaşıldı.

Bu, onu 23 Martta on katlı binanın tepesinden atlayarak intihar etmeye itmişti.Ancak, ölümü planladığı gibi olmamıştı;9.katın önünden geçerken babasının boş zannetiği silahı tetiklemesiyle annesine isabet etmeyip pencereye seken kurşunun kafasına isabet etmesi nedeniyle Ronald Opus’un hayatı sona ermişti.Dosya intihar olarak kapatıldı.

DÜŞÜNENLERE İBRET OLSUN!..

(ANDRE SUARES)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder