15 Kasım 2018 Perşembe

HAYVAN ÇİFTLİĞİ-GEORGE ORWELL



HAYVAN ÇİFTLİĞİ-GEORGE ORWELL

Hayvan Çiftliği George Orwell’in 1945’te yayımlanan, siyasi hiciv içeren romanıdır. Orijinal adı Animal Farm: A Fairy Story. 

1940’larda yazılmasına rağmen, halen komünizmin en büyük eleştirisidir. Sembolik karakterlerle dünya siyasetini ve özellikle Sovyetleri eleştirmiştir. Eser, yazarların ne kadar açık görüşlü olabildiğinin örneğidir. Orwell bu eserden iki yıl s
onra 1984 adlı romanını yazmış ve çağdaş dünyaya da büyük bakış açıları katmıştır. 112 kitap sayfası boyutundaki kısa eseri özetleyerek sembolizmini açıklayalım. 

Bak: dmy.info/siyaset-politika-devlet-felsefesi/

Hayvan çiftliğinde bir devrim hikayesi anlatılıyor; bir çiftlikte insanların idaresi altında yaşayan hayvanların çiftliği ele geçirme mücadelesi, ölmek üzere olan bilge bir domuzun diğerlerine özgürlük arzusunu aşılamasıyla başlıyor. Bir halk devriminde olması gereken her şey bir bir sahne alıyor hikayede; domuzlar bu işin teorisyenliğine talip oluyorlar, sonra devrime giden yolda atlar, inekler, koyunlar, bilumum kümes hayvanları devrimin emekçileri olarak hizmet ediyorlar. Derken büyük gün geliyor, dişe diş bir savaştan sonra çiftliğin yeni sahipleri uzun zamandır özgürlük hülyaları kuran hayvanlar oluyor..

İlk iş olarak hayvanların dikkat etmeleri gereken hususları belirlemek için hazırlanan kanunnamede, insan kıyafetleri giymek, yatakta yatmak, içki içmek gibi insanı hatırlatacak şeyler yasaklanıyor. Asıl olaylar da bundan sonra başlıyor. Devrimin idamesi için görev dağılımı yapılınca ister istemez sınıflar da oluşuyor, beyin takımı domuzlar kendilerinin çok önemli işler yaptıkları gerekçesiyle, önceden koyulan yasaları çiğniyorlar, insanların kaçarken bıraktıkları kıyafetleri giymeye, içki içmeye, insanların yataklarında yatmaya başlıyorlar.

Her devrimde olması gerektiği üzere, yönetici sınıfı aralarından birini mutlaklaştırıyor. Bir söze itiraz edilmemesi için onun liderin ağzından çıkmış olması yetiyor.. Tebaya, lidere itaatin gereklilikleri üzerine uzun nutuklar çekiliyor, çalışmayı ve itaati öven şarkılar söyleniyor.

Bu arada tabii ki düşmansız devrim olmayacağından, önceleri tek düşman olan insanla sonraları karşılıklı menfaat ilişkileri kurulunca, bir iç düşmana ihtiyaç duyuluyor. Bunun için daha önce birkaç defa herkesin önünde lidere sert çıkışlar yapan, devrime emeği geçmesine ve ikinci adam olmasına rağmen liderin pek hazzetmediği biri, düşman olarak seçilip çiftlikten kovuluyor. Ardından yaşanan her sıkıntı ona mâl ediliyor. Hasılı kelam, insanların patronluğundan şikayet eden hayvanları örgütleyip devrim yapan domuzlar, çiftliğin yeni patronları oluyor. Ancak hayvanları yönetebilmek için çiftliğin ele geçirilişinden beri devam eden devrim romantizmi asla sona ermiyor. Zafer kutlamaları, devrim yıldönümleri şaşaalı törenlere sahne oluyor.

Orwell romanda kişilik tasvirleri de yapıyor, yaşanan her sıkıntıyı kendinden bilen ve daha çok çalışması gerektiğine inanan bir atı, sahibinin taktığı kurdelayı ve onun avucundan yediği şekerleri özleyip komşu çiftliğe kaçan başka bir atı, liderin söylediklerini çiftlik sakinlerine iletmekle görevli güvercinleri, lideri korumakla görevli dokuz adet köpeği, ve işi iyice yüzsüzlüğe vurup, yaptığı düzinelerce çocuğuyla çiftliği mülkü gibi kullanan, komşu çiftliklerin sahipleriyle kumar partileri düzenleyen lider domuz Napoleon'un şahsında baskıcı yöneticilerin gerçek yüzlerini okuyucunun zihnine kazıyor.

HAYVAN ÇİFTLİĞİ GEORGE ORWELL

İngiltere’de bir çiftlikte hayvanlar, Bay Jones’un egemenliğinde yaşamaktadırlar. Yaşlı bir domuz olan Koca Reis, bir devrim planlar ve hayvanları birleşmeye çağırır. Kendisi devrim yapılmadan ölür ama konuştukları diğer hayvanlara devrimi aşılamıştır.Bay Jones(Çar) hayvanların yem saatlerini unutunca aniden isyan patlak verir. Umulmadık biçimde devrim yapılır. Çiftlik sahibi Bay Jones çiftlikten atılır. Çitfliğin en zekileri olarak bilinen domuzlar diğerlerine önder olur. Çiftliğin adı “Beylik Çiftlik” iken “HAYVAN ÇİFTLİĞİ” olarak değiştirilir.İki domuz Napolyon ve Snowball(kar topu) olaylarda başı çeker. Napolyon iri yarı, iyi konuşamayan, ancak otorite sahibi; Snowball ise etkili konuşan, parlak zekaya sahip biridir. İkisi , Koca Reis’in fikirlerinden “hayvanizm” adında bir öğreti ortaya koyarlar. Kamçıları, gemleri, burun halkalarını, zincirleri yok ederler ve aynı gün “yedi Emir”i yazıp ahırın kapısına asarlar.Yedi Emir:

İki ayak üzerinde yürüyen herkesi düşman bileceksin.
Dört ayak üstünde yürüyen ya da kanatları olan herkesi dost bileceksin.
Hiçbir hayvan giysi giymeyecek.
Hiçbir hayvan yatakta yatmayacak.
Hiçbir hayvan içki içmeyecek.
Hiçbir hayvan başka bir hayvanı öldürmeyecek.
Bütün hayvanlar eşittir.

İngiltere dünya iken, çiftlik ülke anlamına gelir. Söz konusu çiftlik Rusya’yı temsil eder. Rus kraliyet ailesinin başı çar, yüzlerce yıllık monarşi geleneği ile sarhoş durumda gezinmektedir. Bu sırada Marks ve Lenin gibi komünistler fikirlerini yayarlar. Koca Reis, Marks, devrimden önce telkinler verir ancak devrim göremez. Rus Devrimi beklenmedik şekilde gerçekleşmiştir. Halkın ve ordunun komünizm gibi bir talebi yoktur. Lenin, Stalin, Troçki gibi önderler halkı galeyana getirip sosyalist bir düzen kurmak ister. Başlarda başarılı olamazlar. Ancak 1. Dünya Savaşı çıkınca çar halkını gütmekte zorlanır. Aynen hikayedeki Jones gibi halkı zapt edemez. Halk, öykünün kahramanları gibi, beslenemediği için isyan eder. Gerçek hayatta da komünistler bir fırsatı değerlendirip başkenti kontrol altına almış ve komünizmden haberi olmayan insanlara bunu zorla götürmüşlerdir. “Yedi emir” bunu anlatıyor olabilir. Halk, eşitlik ve özgürlük adı altında diretmeler yaşayınca buna karşı çıkmıştı. Bu yüzden tam otokratik bir yönetim ve demir yumruk sağlandı. Her şey bürokrasi ve emirlerle işler hale gelmişti.

Beklenen devrim gerçekleşmiştir. Zamanla, Napoleon ve Snowball birbirini çekememeye başlayıp, ikisi de yeni düzenin tek adamı olmak istememektedir. Snowball çiftlikte elektrik üretimi için bir yeldeğirmeni yapılması gerektiğini söylediğinde Napolyon’un köpekleri tarafından çiftlikten sürülür.Ama buna rağmen yeldeğirmeni çalışmalarına başlanır. Napeleon değirmen fikrini kendisininmiş gibi tanıtır. Devrimin amaçlarından hızla uzaklaşılmaktadır; başlarda vaadedilen çalışma saatlerinin azalacağı yiyeceklerin artacağı söylenmiş ama çalışma saatleri artmış, verilen yiyecekler azalmıştır. Bu arada domuzlar da hızla şişmanlamaktadırlar. Hatta yatakta yatmakta, içki içmektedirler. Hayvanların eşitliği domuzlarca uygulanmaz ve domuzlar ilkeleri kendilerine göre değiştirirler.

Snowball(kar topu), Troçki ve Lenin’den ögeler içerir. Bu önderler komünizmin masum taraflarını sembolize eder. Aslında toplum tasarımları onlara aittir ama Napolyon( Stalin) gibi fırsatçılar (Napolyon Bonapart da devrimin gücüyle diktatör olmuştu) zorla yönetime gelirler. Stalin zorbalığın üzücü bir örneğidir. Her ne kadar eşitlikçi ve adaletçi gösterilmeye çalışılsa da, tarihin en büyük zalimlerinden biridir. Olaya kendi açımızdan bir örnek vermek gerekirse: tarihte Türkleri en çok katletmiş kişidir. Zamanın Türki halkları yok edilmiş, milyonlarcası öldürülmüştür. Bunların hepsi eşitlik ve kardeşlik adı altında yapılmıştır. Diğer tüm Sovyet halklarına karşı girişilen çabalar bu romandaki Napolyon adlı domuzun temsiliyle canlanır. 

Bak: dmy.info/diktator-nedir-diktatorlerin-sozleri/

Büyük domuz, aldığı bir kararla, tavukların yumurtalarının çiftlik dışında satılacağını, tavukların kuluçkaya yatmalarını yasakladığını ilan ediyor, buna karşı çıkan tavukları, yetiştirdiği köpeklere öldürtüyor. Buna da bir kılıf bulunuyor ve kurallar iktidara göre değiştiriliyor.Büyük domuz, çiftlik içerisindeki hayvanlar arasında: “liderimiz” ,”Hayvanlar babası” , “Koyunlar hâmisi” , “Yavru hayvanların dostu” gibi üstün sıfatlarla anılıyor ve her türlü güzellikler ona atfedilmeye başlanıyor. Bir gün çiftliğe saldırı olur. Yabancı hayvanlar çiftliği işgal edip büyük gayretlerle yapılan yel değirmenini yıkıyorlar. Uzun mücadeleler sonucunda düşman püskürtülür ama ülke harap haldedir. Yine de Büyük domuzun yüce liderliğiyle kazanılmış gibi gösterilir. Hemen sonrasında duvardaki ilkeler değiştirilir ve bazı kurallar getirilir. Bunlar hayvanlar arası eşitliğe aykırı ve domuzları yüceltici tedbirlerdir. Hayvanlar, “Bütün hayvanlar eşittir” ilkesini hatırlayıp, “bu nasıl eşitlik” diye kendi kendilerine söylenmeye başlar. Hemen, ilkelerin yazılı olduğu duvarın yanına giderler. Boya kutusu, kırık bir merdiven ve duvarda yazı: “Bütün hayvanlar eşittir, fakat Bazı hayvanlar ötekilerden daha fazla eşittir.”

Anti komünizm Hayvan Çiftliği George Orwell Kitabı Uzun Özeti Kitap Roman Kısa YorumKomünizm, sosyalizmin sonraki aşaması olarak toplumun refah bir şeklini tasarlamaktaydı. (Bak:dmy.info/sosyalizm-komunizm-farki)Marks, Lenin bu fikre uygun olarak kapitalist ögeleri elemeyi savunmuşlardı. Stalin ise farklı bir yol denedi. Hitler ile müttefik olarak Avrupa’yı bölüştü. (Daha sonra kitapta anlatıldığı gibi, Hitler Rusya’nın yarısını işgal etti.) Ayrıca savaş esnasında ve sonrasında proleteryanın emeğini kapitallere peşkeş çekti. Kendini övmeyenleri düşman bildi. Tüm dünyada işçilerin duygularını sömürerek adalet ve eşitlik adı altında iktidar mücadelesine girişti. Bunu tenkit eden ve Lenin’in yolundan giden Troçki’yi de sürgünde öldürttü. Onun idaresinde Sovyetler güçte zirvesini yaşarken çöküşünü kesinleştirmiştir. Onunla beraber “bazıları daha eşit” olmuştur. 90’larda Sovyetler yıkıldığında altından çirkin bir kapitalizmin çıkması ve eski Sovyet ülkelerinin eşitsizlikle savaşması da bundandır. 

Animasyon filmi mevcut: Youtube- Hayvan Çiftliği Bak: dmy.info/sosyal-devlet-sosyal-demokrasi-nedir/

KARAKTERLER VE GERÇEKTEKİ KARŞILIKLARI

Koca reis/old major : Karl Marks
Animalism/hayvanizm : Sosyalizm
Kartopu/Snowball : Leon Troçki
Napoleon : Josef Stalin- Komünist lider
Mr. jones : Çar İkinci Nicholas
Boksör/boxer : Rus işçi sınıfı
İhbarcı/squealer : propoganda
Köpekler/dogs : KGB
Mmollie : küçük burjuva
Mr. frederick : Adolf Hitler
Mr. pilkington: İngiltere-ABD- Churchill- Roosvelt
Moses : Din
Balbadem diyarı/sugarcandy mountain : cennet

http://www.dmy.info/hayvan-ciftligi-george-orwell/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder