Hz.Yakub'un(a.s) oniki evladından biri olup kardeşleri tarafından kuyuya atılan Hz.Yusuf(a.s) ın güzelliğini hemen hemen herkes bilmektedir.Hz.Yusuf'a(a.s
Bütün mahlukata verilen güzelliğin yarısının Ona verildiğini biliyor muydunuz? Onu görüp sevmemek,hayran kalmamak mümkün değildi..Züleyha' nın ona olan aşkı yüzünden suçsuz yere zindanlara atılan Hz.Yusuf(a.s)ı,Züleyha o günkü Mısır'ın sosyetesine mensup varlıklı kadınların önüne çıkarınca ,kadınlar ellerindeki meyve bıçağıyla meyve soyarken Hz.Yusuf(a.s) görünce ''Haşa,ALLAH için bu bir beşer olamaz.Olsa olsa güzel bir melektir.'' diye mırıldandılar.Ona bakmaktan gözlerini alamadılar ve bıçakla ellerindeki meyveleri soyacakları yerde,parmaklarını kıtır kıtır kestiler de farkına bile varmadılar. Ondaki güzellik ahiret güzelliğindendi...
Hz.Yusuf'u(a.s) kuyudan çıkaranlar onu Mısır'a getirip köle pazarında satlığa çıkardıklarında,Mısır Azizi yani maliye işlerine bakan vezir,Hz.Yusuf'u(a.s) görür görmez gönlüne bir sevgi düştü ve Onu satın aldı.Aziz in hiç çocuğu olmamıştı.Onu zevcesi Züleyha ya getirip:
-Buna güzel bak! Umulur ki bize faydası olur veyahut evlet ediniriz,dedi.
Çocukları olmadığı için,güzel yüzlü temiz yaratılışlı Hazreti Hz.Yusuf'u(a.s) evlatlık olarak yanlarına aldılar.
Mısır Azizi ile evli olan Züleyha Mısır ın en güzel kadınlarından biridir..
Hz.Yusuf'a(a.s) çocukluğunda bir nevi evlat gözüyle bakan Mısır Azizinin hanımı Züleyha,gün geçtikçe serpilip gelişen ve ellerinde büyüyen bu delikanlının güzel haline,ahvaline ve muhteşem güzelliğine şahit oldukça hisleri değişti ve sonunda tutkuyla bağlanıp bütün kalbiyle Ona aşık oldu...
Züleyha aşkından öyle bir hale geldi ki,her şey ona Yusuf (as) ı hatırlatıyordu.Onun dikkatini çekmek için elinden gelen herşeyi yapıyordu.Züleyha nın, Hz.Yusuf'a(a.s) duyduğu aşkın tarifini yapmak mümkün değildi.Denilir ki,Züleyha nın yetmiş deve yükü mücevher ve gerdanlığı vardı ancak hiçbir şey gözünde değildi..'' Bugün Yusuf u gördüm'' diyen,ondan haber veren herkese mücevherlerini dağıtırdı.
Aşkın ateşi ile yanan Züleyha baktığı her yerde Hz.Yusuf'u(a.s)görür,karşı
Züleyha, Hz.Yusuf(a.s) zindanda kaldığı süre içinde o kadar acı çekti ki,üzüntüden kederden gençliğini ve güzelliğini yitirdi.O da aşkın,tutkunun ve ihtirsın bedelini bu şekilde ödedi...Hz.Yusuf(a.s) senelerce hapiste kaldı,Züleyha ise vicdanında hapsetmişti kendini.Gözyaşı ve tevbe ile temizlemişti günahlarını...
Züleyhâ, Hz.Yusuf'a(a.s) olan aşkından dolayı gözleri kurumuş ve bedeni çökmüştü. İhtiyar bir kadından farksızdı. Elindeki her şeyini dağıtmış ve hiçbir şeyi kalmamıştı.
Nihâyet Hz.Yusuf'un (a.s) yolu üzerinde bir harâbeye çekildi. Başından geçen hâdiseleri düşünerek hakîkati anladı ve tapmakta olduğu putun karşısına geçip:
“–Yazıklar olsun sana ve sana kulluk edene! Şu ihtiyarlığıma, âmâlığıma ve fakirliğime merhamet etmedin! Bugünden itibâren seni inkâr ediyor ve Yûsuf’un Rabbine îmân ediyorum” dedi.
Böylece hidâyete ererek sabah-akşam Allâh’ı zikre koyuldu.
ZÜLEYHA’NIN HZ.YUSUF’TAN (AS) İSTEDİĞİ 3 DUÂ
Birgün Hz.Yûsuf -aleyhisselâm- atına binmiş, maiyyetiyle birlikte Züleyhâ’nın hânesinin önünden geçmekteydi. Züleyhâ hemen evinden çıktı ve Hz.Yusuf'un(a.s) yolu üzerinde yüksek sesle şöyle dedi:
“Tesbîh ederim o kudreti ki, sultanları günahları sebebiyle köle eder; köleleri de Hakk’a kullukları sâyesinde sultân eyler!..”[1]
Allâh’ın emri ile rüzgâr bu sesi Hz.Yusuf'un(a.s) kulağına eriştirdi. Hz.Yusuf(a.s) da tanıyamadığı Züleyhâ’nın hâlini sordurdu. Züleyhâ, ancak Hz.Yusuf'un(a.s) kendisine derman olacağını söyleyerek O’nun huzûruna çıktı. Hz.Yûsuf -aleyhisselâm-’dan eski güzelliğinin ve gözlerinin kendisine verilmesi için duâ etmesini, ardından da kendisiyle evlenmesini taleb etti.
Hz.Yûsuf -aleyhisselâm-, onun ilk iki arzusunu yerine getirdi ve Allâh’ın izni ile Züleyhâ’ya gözleri ve önceki güzelliği tekrar verildi. Ancak üçüncü talep husûsunda Hz.Yûsuf -aleyhisselâm- başını önüne eğdi ve murâkabeye daldı. O sırada Cebrâîl geldi ve Hz.Yûsuf -aleyhisselâm-’a:
“–Ey Yûsuf! Rabbin sana selâm ediyor ve kadıncağızın talebini reddetmemeni emrediyor! Onunla izdivâc eyle; zîrâ o, dünyâda ve âhirette senin zevcendir!”
Bu emir üzerine Hz.Yûsuf -aleyhisselâm- Züleyhâ’yı kendisine nikâhladı.
Züleyha Hz.Yusuf(a.s) ile evlendiğinde ise bakire idi.Zira kocası Aziz,iktidarsız olduğu için Züleyha kız olarak Hz.Yusufla(a.s) gerdeğe girdi..''
Daha sonra Hz.Yûsuf -aleyhisselâm- ellerini semâya kaldırarak şöyle duâ etti:
“Ey bana bunca nîmeti ihsân eden merhametlilerin en merhametlisi olan Allâh’ım! Sana nihâyetsiz hamd ü senâlar olsun!
İlâhî! Üzerimdeki nîmetini tamamlamanı, bana babam Ya’kûb’un yüzünü göstermeni, beni de ona göstermekle onun da gözlerini nûrlandırmanı ve kardeşlerimin de benimle görüşme yollarını açmanı Sen’den dilerim Rabbim! Sen duâyı kabûl edensin, Sen her şeye kâdirsin!”
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi 2, Erkam Yayınları
http://
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder